Son yıllarda zaman yönetimi, önem bakımından bir çok şeyin önüne geçmiş durumda.
Sürekli gelen e-postalar, sohbet bildirimleri, çalan telefonlar, cevaplanması gereken sorular… Tüm bunlar karmaşanın arasında bir şekilde odağı koruyarak tamamlanmaya çalışılan işler, üretilmeye çalışan fikirler, projeler, yetişilmeye çalışılan teslim süreleri.
Her an ulaşılabilir olmak hayatımızda zaman yönetimi konusunu da zirveye taşıdı. Kimileri tarafından imkansız, kimileri tarafından ise çok zor olarak düşünülen zamanı yönetme konusu aslında o kadar da zor değil.
İşe küçük adımlarla başlayalım; kendinize her haftanın bir iş gününü ‘özel gün’ olarak belirleyin. Sonra mı? Sonrası çok kolay…
Aslında kendinize ne kadar çok özel zaman ayırırsanız, üretkenliğiniz v başarınız da bir o kadar yüksek olur. Örneğin başlangıç olarak telefonunuzu ayrı bir odaya koyup, bilgisayarınızdaki bildirimleri de kapatarak kendinize 15 dakikalık bir özel çalışma zamanı ayırarak başlayın. Bu sürede yaptığınız işleri ve üretkenliğinizi görünce devamı için büyük bir heves duyacaksınız.
Bir sonraki adımız 1 saat ayırmak olabilir. O 1 saati yaşayın, deneyimleyin ve size kattıklarını görün. Bu deneyiminiz sizi büyük güne sizi hazırlamak ideal zemini hazırlayacak.
Şimdi sıra geldi ‘özel gün’ü planlamaya. Her hafta, bir çalışma gününüzü kendinize ayırarak, hem yaratcılığınızı hem üretkenliğinizi arttırabilirsiniz. Bunun için çalışma arkadaşlarınıza bilgi vermekle başlayın. O gün içerisinde, mesai saatlerinde herhangi bir e-posta veya sohbet programına dönüş yapmayın. O günü kesintisiz çalışabilmek için kendinize ayırın. Günü belirlerken o güne dair toplantı ya da toplu çalışma programı olmadığına emin olun.
Ve sıra geldi ‘özel günü’nüzü haftanın diğer iş günleri ile karşılaştırmaya. Sonuç sizi tatmin ettiyse, bunu alışkanlık haline getirebilirsiniz.
Bunu hayatınızın bir parçası haline getirmeye karar verdiğinizde uzun soluklu bir plan yapın ve çalışma arkadaşlarınıza bu günü mümkün olduğunca erken haber verin.
Kimi zaman ‘özel günü’nüzde de e-postalarınıza bir göz atmak ya da kısa bir sohbet yapmak isteyebilirsiniz. Bu bir ihtiyaç değil, yalnızca geçmişten gelen bir alışkanlık. Bu dürtünüze karşı koyun.
Sonunda göreceksiniz ki, standart bir iş gününde yapamayacağınız kadar iş tamamlamış, hiç olmadığı kadar odaklanarak çalışmış ve azami oranda üretken ve yaratıcı bir gün geçirmişsiniz. Bunun verdiği keyif, bu durumu yeni alışkanlığınız haline getirmeye yetecektir. Bir denemekten zarar gelmez… Karar verin, ufak adımlarla başlayın, bir deneyimleyin ve kararınızı verin.