Sigorta hizmetleri ülkemizde ağırlıklı olarak otomobil ve diğer araçlarla ilintili olarak biliniyor. Bunun sebebi de araç sigortalarının zorunlu olması. Son dönemde deprem sigortası da zorunlu hale geldi ve deprem sigortası olmaksızın evinizle ilgili temel abonelik işlemleri dahi yapılamıyor. Peki ama sigorta yalnızca bunlarla mı sınırlı? Aslında sigorta tıpkı evimizdeki elektrik sigortalarına benzer. Elektrik sigortaları aşırı yüklenme durumunda cihazlarınızı bozulmaya karşı korur ve olası bir yangını engeller. Sigortacılık da aklınıza gelebilecek her alanda tam olarak böyle bir koruma sağlar. Olağan şartlarda sigortanızın varlığını bile hissetmezsiniz ama olağan dışı şartlarda sizi çok büyük zararlara uğramaktan alıkoyar. Ev sigortası ise hiç şüphesiz sigortacılık sektörünün en önemli hizmetleri arasında başı çekiyor.
Evlerimiz her ne kadar bizi dış dünyadan ve onun her türlü tehlikesinden koruyan temel koruma kalkanımız olsa da, aslında bir evin kendisi de çok çeşitli tehditlere son derece açıktır. Normal şartlarda bunu fazlaca düşünmeyiz, belki de aklımızdan atmaya çalışırız. Ama ister apartman dairelerinde yaşayalım, ister müstakil evlerde, evimiz yangın, sel, deprem, hırsızlık ve daha pek çok risk karşısında savunmasızdır. Örneğin geçtiğimiz haftalarda ani bastıran şiddetli dolu nedeniyle İstanbul’da çok sayıda evin ve arabanın camları saniyeler içinde paramparça oldu. Bu bile tek başına ev sigortasının gerekli olduğunu gösteriyor aslında. Çünkü sigortaya ne zaman ihtiyacınız olacağını asla bilemezsiniz. Sigorta, bir anlamda her an her şeye hazırlıklı olmanın kurumsallaşmış halidir.
Sigorta sektörüyle ilgili en çok yanılgıya düşülen konulardan biri de teminatlardır. Her sigorta, her riske karşı koruma sağlamaz. Kimi poliçeler çok geniş kapsamlı iken, örneğin zorunlu deprem sigortası yalnızca deprem riskini kapsamaktadır. Bu yüzden ev sigortası yaptırmadan önce evinizle ilgili belli başlı risk faktörlerini gözden geçirmeli ve bütçenize göre dengeli bir sigorta tercihi yapmalısınız. Teminatların çeşitliliği kadar miktarları ve kapsamları da önem arz eder. Örneğin poliçeniz hırsızlığa karşı 10.000 TL azami tazminat sunuyorsa, evinizden 1 milyon da çalınsa tazmin edeceğiniz miktar 10.000 TL ile sınırlı kalacaktır. Sigorta yaptırırken bu ve benzeri durumlardan korunmanın en kolay ve en doğru yolu, konuya hakim olmak, bütün seçenekleri değerlendirmek ve en önemlisi poliçeleri dikkatle okumaktır.
Sigorta hizmetlerine ulaşmak bugün her zamankinden daha kolay. Hemen her mahallede bir sigortacı bulmak mümkün olduğu gibi, internet ortamında da çok sayıda acente hizmet vermekte. Buna karşın rastgele bir acenteye başvurmak yerine biraz araştırma yapıp güvenilir bir uzman aramanızda yarar var. İyi bir sigorta uzmanı size en fazla seçeneği sunacağı gibi içlerinden size en uygunu olanı da belirleyerek işinizi kolaylaştıracaktır. Ayrıca olası bir hasar durumunda da kolaylıkla ulaşabileceğiniz ve destek alacağınız bir sigorta acentesi seçmeniz yararınıza olacaktır.
Sigorta acenteleri, size asıl hizmeti veren sigorta şirketlerine aracılık eden, aslında bir tür emlakçı gibi hizmet veren kurumlardır. İyi bir sigorta acentesi mümkün olan en çok sayıda sigorta firmasından teklif alabilmelidir. Bunların arasından seçim yapacak olansa sizsiniz. Seçiminizi yaparken firmalarla ilgili kulaktan dolma önyargılar yerine somut verileri değerlendirin. İnsanlar kendi sınırlı deneyimlerinden çok büyük çıkarımlar yapma eğilimindedirler. Bu yüzden dayanaksız yorumlarla bir firmayı eleme yoluna gitmeyin. En iyi firma, size en iyi poliçeyi en uygun fiyata veren firmadır. Elbette daha köklü ve kurumsal firmalar her zaman daha caziptir, ancak küçük firmaların rekabet edebilmek adına çok daha avantajlı seçenekler sunabileceklerini de unutmayın.