Yıllar evvelce kaybolan nişanlısı, hiç kimse doğrultusundan bir daha bulunamamıştı. Fakat bir gün, bayanın köyüne gelen yabancı bir adamla karşılaşmasıyla her şey değişir. Yabancı, bayanın kaybolan nişanlısı ile alakalı bildiklerini anlattığında, bayanın yaşamı bir anda k’orkunç bir gerçeği öğrenmekle sarsılır. Ama bu yalnızca bir başlangıçtır; zira yabancı, bayanın geçmişinin k’aranlık ve t’ehlikeli bir sırla bağlantılı olduğunu öğrenmişti.Kadın, bir yandan bir gerçeği öğrenmek isterken, bir yandan da bir şeylerin hatalı olduğunu hissediyordu. Adam,…. Bir vakitler, kasaba dışındaki terkedilmiş bir malikanede yaşam sürdüren bir bayanın, geçmişiyle alakalı sırlı bir bağ vardı. Yıllar evvelce kaybolan nişanlısı, hiç kimse doğrultusundan bir daha bulunamamıştı. Fakat bir gün, bayanın kasabaya gelen yabancı bir adamla karşılaşmasıyla her şey değişir. Yabancı, bayanın kaybolan nişanlısı ile alakalı bildiklerini anlattığında, bayanın yaşamı bir anda korkunç bir gerçeği öğrenmekle sarsılır. Fakat bu yalnızca başlangıçtır; zira yabancı, bayanın geçmişinin karanlık ve tehlikeli bir sırla bağlantılı olduğunu öğrenmişti. Kadın, yabancının söylediklerine inanmakta zorlanıyordu. Senelerdir kaybolan nişanlısının anıları hala canlıydı, ama ona dair sonuncu anı bile silinip gitmişti. Yabancı adamın, kaybolan nişanlısıyla alakalı dile getirdiği her detay, bayanın aklındaki kaybolmuş parçaları yerli yerine oturtuyordu. Fakat bu adamın hedefi gerçekten neydi? Neden bu kadar bilgi kapasitesi vardı? Kadın, bir yandan bir gerçeği öğrenmek isterken, bir yandan da bir şeylerin hatalı olduğunu hissediyordu. Adam, geceyi kasabada geçirmeyi öneri etti. Gecenin gelişen saatlerinde, bayanın evinin duvarlarından birisinde eski bir harita belirdi. Bu harita, seneler evvelce kaybolan nişanlısının izini taşıyor gibiydi. Kadın, adamı takip etmeye karar verdi ama bu, hiç de kolay bir seçim değildi. Sırların derinliklerinde saklı olan şeylere ulaşmak, onları bulduğunda yaşamını değiştirecek bir tehlike barındırıyordu. Kadın, yabancının öneriini kabul etti ve adamla eş güdümlü evden çıktılar. Gece karanlığında, kasabanın sokakları terkedilmiş gibi sessizdi. Adımlarını süratlendırarak, bayanın aklındaki soru işaretlerini ve korkuları bir kıyıya itti. Yabancı adam, onu bir vakit sessiz sedasız takip etti, ancak sonucunda konuşmaya başladı: “Bu harita, yalnızca bir başlangıç. Nişanlınız kaybolmadan evvelce, kasabanın çok derinlerinde bir şeyler olmuştu. Bunu anlamanız gerekiyor.” Kadın, hala şüpheyle yaklaşsa da, ismimlarını adamın arkasından izlemeye devam etti. Birkaç dakika sonra, kasabanın dışında terkedilmiş bir malikanenin önünde durdular. Malikanenin dışı, senelerdır kimse doğrultusundan el sürülmemişti. Kapı, uzun vakittir açılmamış gibi paslanmıştı. Yabancı, bayana dönüp fısıldadı: “İçeri girmeden evvelce, bir şeyleri anlamalısınız. Geçmiş, bazı durumlarda bizimle eş güdümlü gelir.” Kadın, ne kadar korkmuş olsa da, içersinde bir kuvvet onu itiyordu. Bu kadarı, ne kadar tehlikeli olsa da, bir şekilde doğruydu. İçeri girdiklerinde, tozlu odaların duvarlarında eski portreler, kaybolmuş vakitnin tanıkları gibi asılıydı. Bir odaya girdiler. O odada, bayanın kaybolan nişanlısının son bıraktığı izleri bulacaklardı. Ama o izlerin ötesinde, çok daha korkunç bir gerçeğin yattığından habersizdiler. Harita, bir tür tuzaktır. Ve vakit, geçmişin bir anı gibi süratle geçip giderken, bayanın bir seçim yapması gerekecekti: Gerçeği öğrenmek amacıyla devam mı edecek yoksa karanlık sırlara dalmadan geri mi dönmeliydi? O anda, odanın bir köşesindeki eski bir sandık ilgisini çekti. Sandığın içersinde, kaybolan nişanlısının kaybolduğunda giydiği elbiseler ve birkaç eski mektup vardı. Kadın birini açtı ve gözleri şaşkınlıkla büyüdü: “Beni bul, ama geri dönme,” diye yazıyordu. Bir not, diğer bir boyutta bekleyen bir tehlikenin habercisiydi. “Ne yapmalıyız?” diye sordu bayan, korkuyla. Yabancı adam, gözlerinde kaybolan bir parıltıyla yanıtladı: “Gerçek seni bekliyor. Ama onu bulmak, seni yok edebilir.” Kadın, yabancı adamın söylediklerine karşın, bir an amacıyla derin bir boşluğa düşmüş gibi hissetti. Bu kadar uzun vakit vakitsince kaybolan nişanlısının anısına sarılmak, ona dair her ipucuya tutunmak, bir yandan huzur verirken diğer yandan korkutuyordu. Elindeki mektup, ona gerçekten kaybolan nişanlısından değil, bir tür ikazdan çok daha çoğunu anlatıyordu. Biri ya da bir şey, bayanın geçmişini karanlık bir şekilde yönlendiriyordu. Yabancı adamın bakışları daha sertleşmişti, “Burada bir şeyler ters. Her şeyin başlangıcına gitmek zorundasın. Bu harita, yalnızca seni gerçeğe yaklaştırmak amacıyla.” Kadın, hala korkuyor olsa da, içersindeki acı ve merak onu harekete geçirmeye zorluyordu. Sandığı ve içersindeki eşyaları bırakarak, haritanın izini sürmeye karar verdi. O gece, kasaba dışındaki terkedilmiş malikanede, duvarlar ve odalar onlar amacıyla birer labirent durumunu almıştı. Birçok saklı geçit ve tıpkı eski vakitlerdan kalma odalar vardı. Kadın, nihayet bir kapı buldu. Kapıyı açtı ve karşısında kaybolan nişanlısının, bir vakitler burada yaşamış olduğuna dair her şeyin varolduğu bir oda gördü. Fakat her şey, bayanın en büyük korkusunu somutlaştırıyordu. Nişanlısı, o kadar seneler sonra hâlâ burada, odaya hapsolmuş bir ruh gibi göründü. Fakat bayanın fark ettiği bir şey vardı: O, bir hayalet değil, bir diğer dünya doğrultusundan tutsak alınmış biriydi. Bir tür büyü, onu bu dünyada hapseden bir tılsımdı. Ve o an, bayana bir gerçek daha açığa çıktı. Yabancı adam, nişanlısının kaybolmasının arkasındaki tek şahıs değildi. O, gerçekten bayanın geçmişinin bir parçasıydı. Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.