enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp sondakika hayat sırları hayata dair
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak


Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Ünal Ailesi gerçekte o kişilermiş!

Kızılcık Şerbeti dizisi, yeni bölümleriyle ekranlarda boy göstermeye devam ederken, özellikle son dönemde Ceren Karakoç’un canlandırdığı Nursema karakterinin hikayesi büyük bir ilgi toplamayı başardı. Dizi senaryosu Melis Civelek tarafından kaleme alınmışken, eserin hangi kitap veya hikayeden esinlendiği henüz belirsizliğini korumaktadır. Kızılcık Şerbeti’nin gerçek hayattan esinlenerek hazırlandığı ifade edilmişken, dizinin hangi bireyin yaşam öyküsünü ele aldığı sır olarak saklanmaktadır. Diğer yandan, yapım şirketi veya yazar tarafından konuya dair herhangi bir açıklama henüz yapılmamıştır. Önümüzdeki günlerde dizinin hikayesine dair önemli ipuçlarının paylaşılması bekleniyor. Üniversite birinci sınıf öğrencisi olan kızının aniden hamile kaldığını ve gizli bir evlilik yaptığını öğrenen otoriter annenin yaşadığı şok ile dikkat çeken bu dizinin, Gülseren Budayıcıoğlu’nun yaşamından esinlenildiği iddia edilmiştir. Budayıcıoğlu’nun eserlerinden uyarlanan Kırmızı Oda, Yalı Çapkını ve Masumlar Apartmanı gibi yapımların ardından, gerçek hikayelere odaklanan diziler ünlü psikiyatristin ilgi odağı haline gelmiştir. Ancak, “Kızılcık Şerbeti”nin konu ve hikayesinin Gülseren Budayıcıoğlu’na ait olmadığı anlaşılmıştır. Benzer bir deneyim yaşamış biri olarak, burada esas sorunun ne yazık ki ego ve önyargılardan kaynaklandığını ifade edebilirim. Hiç kimse, diğerleriyle eşit koşullar altında veya benzer inançlara sahip olmak zorunda değildir. Saygı var olduğu sürece herkes son derece mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürebilir. Televizyonda hayatın gerçeklerinden beslenen bir dizi görmek son derece memnuniyet verici. Umuyorum ki, bu tür dizilerin sayısı artar ve televizyonda izleme fırsatımız olur.

Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz...



Diğer Galeriler
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.