enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp sondakika hayat sırları hayata dair
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak


Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Şehir dışında, ormanlık yola yakın ıssız bir kavşakta ilerlerken

Şehir dışında, ormanlık yola yakın ıssız bir kavşakta ilerleyen tek araç Emre’nindi. Uzun bir günün ardından eve dönüyordu. Gözleri ağırlaşıyor, radyodaki parazitli müzik canını sıkıyordu. Derken, arkasından yaklaşan siyah camlı bir minibüs uzun farlarını yaktı. Çok hızlıydı.
Tam Emre kenara çekmeyi düşünürken, o karanlık minibüs yanından vızır vızır geçti ve hızla uzaklaştı. Ama geçerken bir şey oldu. Arka kapıdan büyükçe, siyah bir paket dışarı fırlatıldı. Sertçe yola çarpıp yuvarlandı, sonra çimenliğe savruldu.
Emre refleksle fren yaptı.
İçinden bir ses, devam etmesini söylüyordu. Ama merakı ağır bastı.
Arabayı kenara çekip paketin yanına gitti.
Yaklaştıkça paketten gelen garip sesleri duydu. Boğuk, nefes kesici bir çırpınış…
Paket içeriden oynuyordu.
Kartona sarılıydı, koli bandıyla her yeri kapatılmıştı. Ama içinden gelen hırıltılar… bir hayvana benzemiyordu. Ne kediydi, ne köpek. Daha… boğuk, daha rahatsız edici bir şeydi.
Emre elini cebine attı, çakısını çıkardı. Bandı yavaşça kesti.
Kapağı kaldırdığı anda donup kaldı.
İçerideki şey… gözlerini açtı.
Ve Emre’ye baktı.
Gözleri insana aitti. Ama yüzü değildi.
Kafası orantısızdı, derisi pullarla kaplıydı, dili çatallıydı. Elleri küçücük ama parmak uçlarında tırnaklar yerine kemik gibi uzantılar vardı. Nefes alışları kesikti, hırıltılıydı.
Bir yaratık vardı kutunun içinde.
Ama sadece fiziki değil… belli ki bir zeka da vardı orada.
Emre geri çekilmek istedi ama yaratık bir anda kolundan yakaladı.
Ve o an… Emre’nin zihninde bir görüntü belirdi.
Bir laboratuvar… cam tüpler… bağıran insanlar… kaçan bir grup bilim insanı… ve sonra her şeyin patlayarak karardığı bir an.
Yaratık konuşmuyordu ama… zihninden iletişim kuruyordu.
“Kaçtım. Onlar beni parçaladı. Şimdi seninleyim.”
Emre kendini geriye zorla attı, kutuyu kapatıp geri koydu. Ama yaratık tekrar dışarı çıkmak için çırpınmaya başladı. Emre, panikle arabasına koştu. Kontağı çevirdi, gazı kökledi. Aynaya baktı…
Minibüs geri dönmüştü.
Farları bir kez daha açıldığında, Emre artık biliyordu:
Bu sadece bir yaratık değil, bir sırdı.
Ve şimdi o sırrın peşindekiler onu da istemeye başlamıştı

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..


Diğer Galeriler
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.