İki çocuklu bir çiftçi çocuğu askerliğini tamamlayarak memleketine döndü. Döndüğünde ne görecek? Eşi Fadime, üç çocuğuyla eş güdümlü masanın çevresinde oturuyordu… Genç adam bir anda sinirlendi ve bağırdı: – Ah vah… Ah neyim var benim? kızı Fadime, kalk, kalk… Söyle bana; Bu üçüncü çocuk nereden geliyor? 15 ay evvelce askere gittiğimde iki çocuğumuz vardı. Bu çocuk benim olamaz! Fadime korkmasın diye çocukla dalga geçerken, net bir şekilde yanıt verdi: – Ne diyorsun? Bu çocuk sana baba mı diyor? Oturup sıhhatli bir şekilde yoğurdunu yiyor!… Şekil 2 – Bu, beyin olmadan gerçekleşir Yaşça büyük olan çiftçi kısa bir hastalıktan sonra öldü. Yaşça büyük olan çiftçi öldükten sonra tam yaşam sigortası bulunduğu meydana çıkar. Sigorta şirketi de sigortayı ödememenin yolunu arıyor. Bu nedenle, politikayı araştırması amacıyla şehirdeki güvenilir, en gürültülü ve en süratli avukatlarından birini gönderir. Duruşma esnasında avukat, ihtiyar çiftçinin ölüm belgesini imzalayan hekimi sorgulamak amacıyla çabuk eder. “Doktor, çiftçi öldüğünde beraberinde değildiniz, ihtiyar çiftçinin şu anda adanın diğer bir yerinde yaşamadığını nereden biliyorsunuz?” Doktor bir an düşündü ve şu şekilde dedi: “Haklı bulunduğunu biliyorsun. Öldüğünde beraberinde değildim. Ölümünden sonra otopsi esnasında beynini çıkardım ve laboratuvarımda formaldehit içersinde sakladım. Yani çiftçinin bir yerlerde ünlü bir avukat olması muhtemeldir. Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.