Hayatları boyunca oğullarının parlak bir gelecek sahibi olacağına inanan anne-baba

Lucas işte tam bu planlar doğrultusunda varsayılmıştır: İşletme okuluna gidecek, iş dünyasında ailesinin yolunu takip edecektir. Bu düşünceyle ebeveynleri ona üniversite harçları için binlerce euro gönderirler.
Ancak bir iş gezisi sırasında annenin Lucas’a sürpriz yapmaya karar vermesi her şeyi değiştirir. Üniversitenin yerleşke adresini öğrenmek için gittiği kabul ofisinde, “Lucas Martin” adında kayıtlı hiçbir öğrenci olmadığını öğrenir. Bu gerçek, annenin bütün dünya görüşünü sarsar.
Lucas’ı apaçık bir yalandan haberdar olmadan soruşturmak yerine, annenin içine sinmeyen bir duyguyla Lucas’ı hemen araması, ardından gizlice taktığı GPS izleyiciyle peşinden gitmesi, yaşananların gerçeğe dönüştüğü yol olur. Sinyal, üniversitenin çok uzağındaki bir orman patikasını ve eski bir karavanı gösterdiğinde, her şey anlaşılmaya başlar.
Ve ortaya çıkar ki, Lucas gerçekten üniversiteye gitmemiştir. Kendi içinde hissederek bu yolun kendisi için yanlış olduğunu anlamış, ama anne-babayı üzme korkusuyla bir yalan ağı üzerine oturtulmuş bir sahne kurmuştur: sahte raporlar, sınıf, sınavlar… Tüm bunlar, sahip olduğu sevgiyi kaybetme korkusunun ürünü olmuştur.
En sonunda, Lucas cesaretini toplayarak annesine itiraf eder: “Ben doğru yol bu değil dedim, söylemek istedim ama korktum. Senin gibi iş adamı olamam. Julien —yani amcan— veteriner oldu. Onun yanında öğrenerek, online sertifikalarla… Hayalim bu. Hayvanlara bakmak istiyorum, gerçekten.”