Köpeğin telaşlı yürüyüşü dışarıdan bakanlar için yasın bir göstergesiydi, ancak yaşlı adam bir gariplik sezinliyordu.
Birden, tabut kapağının ardından fısıltı gibi hafif bir inilti duydu. Etraftakiler dedenin aklını kaybettiğini düşünerek “Yapma, kendini üzme!” diye fısıldadılar. O ise çoktan kilitleri zorlamaya başlamıştı; neredeyse transa geçmiş gibi menteşeleri söktü ve kapağı kaldırdı. İçeride gördüğü şey karşısında dizlerinin bağı çözüldü.
Liza’nın en sevdiği kedisi Lea, tabutun içine gizlice girmiş ve genç kızın yanına kıvrılmıştı. Tüyleri karışmış, gözleri kapalıydı; o da cansızdı. Muhtemelen veda etmek için sessizce tabuta girmiş, kalbi acıya dayanamamıştı. Dedesi çöktü ve gözyaşları serbest kaldı; sadece torunu için değil, hayvanların vedasının insanlarınkinden ne kadar samimi olduğunu düşündüğü için de ağladı. Lea, sanki Liza’nın son yolculuğunda onu korur gibi yanına uzanmıştı.
Bu hüzünlü ama saf veda, kasabada uzun süre konuşuldu; insanlara, hayvanların hislerinin ne kadar derin olabileceğini hatırlattı.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..