Gerçekten basit bir hikaye: Bir köyde yaşlı bir adam varmış, ve bu adam çok fakirmiş, ama bu adamın çok güzel beyaz atı varmış, bu at yüzünden krallar bile bu adamı kıskanırmış. Böyle dillere destan bir at daha önce hiç görülmemiş. Güzellik, ihtişam ve güç hepsi o atta bulunuyormuş. Kral atı bu adamdan satın almak istemiş ve muhteşem bir fiyat teklif etmiş, ancak yaşlı adam “Bu at benim için at değil, o bir insandır ve bir insanı nasıl satabilirim? O benim arkadaşım, ve o bir mülk değil, İnsan nasıl bir arkadaşını satabilir? Hayır, mümkün değil.” demiş. Adam gerçekten fakirmiş, aklına gelen her türlü günaha varırmış, ama atı asla satmamış. Bir sabah adam uyanmış ve birdenbire atın ahırda olmadığını fark etmiş. Bütün köy toplanmış ve adama “Seni ihtiyar bunak, biz önceden, bir gün atın çalınacağını biliyorduk. Bu atı sana bırakırlar mı? Bunun yanı sıra çok fakir durumdasın, Satmanın daha iyi olacağı atı neden elinde saklarsın ki? Şimdi ne paran var ne de atın Kraldan bu at için harika bir ücret alabilirdin, Bu senin için bir lanet, bir talihsizlik. “ demişler.