1
Mayıs seçimlerinde CHP’nin listesinden milletvekili olarak seçilen Cemal Enginyurt, Demokrat Parti’den istifa ederek bugün gerçekleştirilen grup toplantısında CHP’ye katıldı. Enginyurt hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘tehdit’ suçlarıyla ilgili olarak bir soruşturma başlatılmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, “İstanbul milletvekili Cemal Enginyurt’un bugün partisinin grup toplantısında Sayın Cumhurbaşkanına yönlendirdiği ifadeler nedeniyle, Cumhurbaşkanına hakaret ve tehdit suçları kapsamında re’sen bir soruşturma başlatılmıştır.” denilmiştir. Enginyurt, bugün CHP Grup toplantısında gerçekleştirdiği konuşmada, “Saraylarda yaşayan Yezid olmaktansa, Kerbela çöllerinde Şehit Hüseyin olmayı tercih edeceğiz,” ifadelerini kullandı. Bu nedenle, bu korku imparatorluğunun mimarına hitap ediyorum; tek adamlık arzusu ile baskı ve zulüm sistemini inşa edene sesleniyorum ve Silivri’dekiler adına da çağrıda bulunuyorum: Zulüm denizinde hiçbir gemi yüzemez; eğer batırmazsak, bizlere yazık olacaktır. “Suçsuz bir şekilde yattığımız zindanda sizi yatırmazsak, kendimize yazık ederiz” şeklinde bir ifade kullanmıştı. CHP Deputy Group Chairman Murat Emir expressed his discontent regarding the investigation initiated against Enginyurt in the General Assembly of the Turkish Grand National Assembly, stating: “As soon as we joined, we learned that the Istanbul Chief Public Prosecutor’s Office had launched an investigation against Mr. Cemal Enginyurt for charges of insulting and threatening the President, merely hours after his speech.” İstanbul Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı’nı eleştiren veya muhalif bir ses yükselten bireyleri anında hedef alarak soruşturma başlatma konusunda oldukça hızlı bir tutum sergiliyor; bu durum, üzerimizde yoğun bir gözetim olduğunu ortaya koyuyor. Burada herhangi bir suç unsuru mevcut değildir. Sayın Enginyurt, bu konuşmayı grup salonumuzda, herkesin katılımıyla gerçekleştirdi. Son derece isabetli bir konuşma gerçekleştirdi ancak her şeye kuşkuyla yaklaşan, her durumu “bana tehdit savuruyorlar” veya “bana hakaret ediliyor” şeklinde yorumlayan bir Cumhurbaşkanı ile onun yerine geçip hatta ondan daha fazla çaba gösteren bir İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu. Ceza Muhakemeleri Kanunu, Milletvekillerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulacağını ve Ankara Ağır Ceza Mahkemelerinin yetkili olduğunu son derece net bir şekilde belirtmektedir. Burada herhangi bir suç söz konusu değildir; olsa dahi İstanbul’un yetki alanına girmemektedir. Fakat, işgüzarlık o denli aşırı hale gelmiştir ki, İstanbul’dan kalkıp Ankara’daki grup toplantısına soruşturma açmayı göze almışlardır.