Telefonu kapattım. Koridorda durup Helen’ın okuma gözlüğüne baktım, hâlâ hiç bitiremediği ciltsiz bir kitabın üzerinde düzgünce katlanmıştı. Ayaklarım beni çalışma odasına götürdü. Oda hâlâ onun parfümü kokuyordu. Masanın alt çekmecesini açtım ve parmaklarım soluk mavi bir dosya buldu. Önünde, Helen’in düzgün el yazısıyla yazılmış sarı bir yapışkan not vardı: Bunu okuyorsanız, içinde ne olduğunu bilmelisiniz…..…Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..