Günlerce süren bu sessiz takip, sonunda aile mahkemesine taşındı. Eşinin kendisini aldattığından şüphelenen adam, duyduğu güvensizlik nedeniyle hem boşanma hem de tazminat davası açtı. Mahkeme sürecinde ise olay beklenmedik bir şekilde farklı bir boyut kazandı.
Adam, bir süredir geceleri eşinin yataktan gizlice kalkarak başka odaya geçtiğini ve uzun süre telefonda fısıltıyla konuştuğunu fark etti. Önceleri bu davranışı geçici bir durum sanıp göz ardı etmeye çalıştı. Ancak bu durumun hemen her gece tekrar etmesi ve eşinin gittikçe içine kapanması, şüphelerini artırdı. Sessiz kalmak yerine bir avukata danışarak hukuki süreç başlatmaya karar verdi.
Mahkemeye sunulan iddialar arasında gizli telefon konuşmaları, evlilik sorumluluklarını yerine getirmeme ve güven sarsıcı davranışlar vardı. Mahkeme, tarafların telefon kayıtlarının incelenmesine, mesaj dökümlerinin ve gerekirse tanık ifadelerinin alınmasına karar verdi. Bu süreçte kadının konuştuğu numaranın tespit edilmesiyle gerçek ortaya çıktı.
Kadının her gece konuştuğu kişi, ne bir sevgili ne de yabancı biriydi. O kişi, kadın için çok değerli olan ancak ailesi tarafından hoş karşılanmayan ablasıydı. Aile geçmişinde yaşanan kırgınlıklar ve baskılar nedeniyle kadın, ablasıyla olan bağını gizli tutmak zorunda kalmış, onunla ancak eşi uyuduktan sonra konuşma fırsatı bulmuştu. Konuşmaların içeriği de sunuldu ve tamamen ailevi dertleşmelerden ibaret olduğu, sağlık sorunları, maddi zorluklar ve çocuklarla ilgili kaygılar üzerine olduğu anlaşıldı.
Mahkeme sürecinde, uzman psikologların ve sosyal hizmet görevlilerinin de görüşü alındı. Kadının davranışının, evlilik sadakatinden sapma değil, ailesiyle bağlarını koruma çabası olduğu kanaatine varıldı. Bu gelişme, eşini aldatmakla suçlayan adamı hem şaşırttı hem de mahcubiyet içinde bıraktı. Dava, karşılıklı uzlaşma önerileriyle sonuçlandı. Taraflar bir süre ayrı yaşamaya karar verirken, ilişkilerini yeniden gözden geçirmeleri için danışmanlık almayı da kabul ettiler.
Bu olay, güven eksikliği, iletişim sorunları ve önyargıların, çiftler arasında nasıl ciddi çatlaklar oluşturabileceğini bir kez daha gösterdi. Görünürde şüpheli olan bazı davranışların ardında, bazen çok daha masum ve insani gerekçeler olabileceği unutulmamalı. Evlilik içinde şeffaflık ve açık iletişim eksikliği, güven duygusunu hızla aşındırırken, mahkemeye taşınmadan önce yüz yüze konuşmanın ne kadar hayati olduğu bu örnekle bir kez daha ortaya çıktı.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..