İngiltere’de migrenle mücadele eden
2 yaşındaki Sarah Smith, doktoru ve diyetisyenin önerileri doğrultusunda kahve ve alkolü hayatından çıkardı,
hafta süresince günde 3 litre su içti. Smith, bu süre içerisinde günlük alışkanlıklarını değiştirmeksizin, yalnızca su kaybına neden olan kahve ve alkol tüketiminden feragat etmiştir. Değişimini izlemek amacıyla her gün yüzünün fotoğrafını çeken Smith’in cildi belirgin bir şekilde iyileşmeye başladı; kırışıklıklar ve benler ise giderek ortadan kaybolmakta. İngiliz kadın, ikinci hafta sonunda baş ağrısı şikayetlerinin azaldığını ve sabahları daha enerjik bir şekilde yataktan kalktığını gözlemledi. İkinci haftanın sonunda, göz çevresindeki koyu halkaların kaybolmaya başladığı gözlemlendi. Smith, üçüncü haftanın sonunda konsantrasyon seviyesinin arttığını ve kendini oldukça dinç hissettiğini ifade etti. Kaynak: haberturk.com
Not: Öncelikle doktorunuza danışmayı ihmal etmeyiniz. Su, vücudun besinleri sindirme, emme ve taşıma işlevleri için hayati bir öneme sahiptir. Ayrıca, metabolizma sürecinde meydana gelen toksik bileşenlerin eliminasyonuna katkı sağlar. Bu atıklar, böbrekler aracılığıyla organizmadan eliminasyona tabii tutulur. Yeterli su alımının sağlanmaması durumunda, bazı mineraller böbreklerde birikerek böbrek taşı oluşumuna yol açabilir. Bu nedenle, su alımı böbrek sağlığı açısından son derece önemlidir. Vücudumuzdaki su, ısı dengesini sağlarken eklemlerimizin kayganlığını da temin eder. Yeterli su alımı, eklem sağlığını destekleyerek hareket kabiliyetimizi geliştirir. Bağırsakların düzgün işleyişine destek sağlayarak kabızlığın önlenmesine yardımcı olur. Yeterli su alımının sağlanmaması durumunda, vücut su ihtiyacını bağırsaklardan çekerek gidermeye çalışır ve bu süreç kabızlık sorununu doğurabilir.