Son dönemde CHP’li belediyelere düzenlenen operasyonlar ve HDK soruşturmaları politika gündeminin en çok konuşulan hususları arasına girdi. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e yönelik operasyonla başlayan süreç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile alakalı açılan soruşturmalarla devam ediyor. Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, yaşananları “Yeni Ergenekon süreci” olarak tanımlarken, İmamoğlu’nun görevden alınarak İBB’ye kayyım atanabileceğini iddia etti.Yaşanan operasyonlar ve tutuklamaları “yeni bir Ergenekon süreci” olarak yorumlayan Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ile Türkiye’nin girdiği yeni “yargı” sürecini Duvar’dan Furkan Karabay’a değerlendirdi. Yargı Kumpası mı? Soruşturmaların Arkasında Ne Var? Son aylarda gazeteciler, politikaçiler, aktivistler ve sanatçılar ile alakalı açılan soruşturmalar giderek artarken, hukukun siyasallaştığı yönündeki eleştiriler de çoğalıyor. Ahmet Şık, bu süreci değerlendirerek, AKP’nin yargıyı tetikçi olarak kullandığını belirtiyor. Şık’a göre, yaşananlar Ergenekon sürecine benziyor fakat bu kez Fethullahçı yapı gibi hukuksuzlukları meşrulaştırmaya dahi gereksinim duyulmadığını ifade ediyor. İmamoğlu İçin Kayyım Hazırlığı mı Yapılıyor? Ahmet Şık, yaşanan soruşturmalara dair yaptığı bildirimde Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanacağını iddia etti. Şık’a göre, CHP’li belediyelere düzenlenen operasyonlar ve HDK soruşturmaları bir tüm durumunda ele alındığında, şehir uzlaşısı modelini “terör faaliyeti” gibi göstermek amacıyla bir zemin hazırlandığını savunuyor. Bu süreçte CHP’ye oy veren seçmenleri de etkileyecek bir algı operasyonu yürütüldüğünü öne süren Şık, İmamoğlu’nun politikaten dışlanmasının hedeflendiğini belirtiyor. TÜSİAD’a Soruşturmalar: Sermaye Kesimine Verilen Mesaj Ne? Son dönemde yaşanan ilerlemeler sadece siyasilerle sınırlı değil. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras ile alakalı açılan soruşturmalar, iş aleminde da tedirginliğe yol açtı. Ahmet Şık’a göre, bu soruşturmalar iktidarın, iş dünyasına “Siyasi eleştiri yapmayın” mesajı vermek amacıyla yürütüldü. Turan ve Aras’ın adliyeye götürülme süreçleriyle alakalı korku atmosferi yaratılmaya çalışıldığı iddia ediliyor. Şık, hükümetin, bağımsız iş dünyası temsilcilerinin sesini kesmek amacıyla baskıcı yöntemleri döneme soktuğunu ve toplumu daha çok susturmayı hedeflediğini söylüyor. Medya Özgürlüğü Tehdit Altında mı? Ahmet Şık, medya üzerindeki baskıların da giderek arttığını belirterek, “Halkı yanıltıcı bulguyu alenen yayma” yasasının gazetecilere yönelik bir susturma aracı olarak kullanıldığını ifade ediyor.