Temel bir gün elektrikli testere ile uğraşırken kucağına düşürmüş. Takımlar gitmiş. Hemen hastaneye yetiştirmişler hekim bakmış, “maalesef bunu yerine dikemeyiz” demiş. Temel perişan olmuş, “o vakit öldürün beni, ben şeyim olmadan yaşayamam” demiş. Bunun üstüne hekim “biraz evvelce bir trafik kazası geldi, adam öldü, istersen onunkini sana takmayı deneyebiliriz, ama neticesi garanti edemem” demiş. esas “olsun yapın” demiş. Neyse ameliyatı yapmışlar esas taburcu olmuş, hekime adresini vermiş “bir gün yolun bizim köye düşerse gel bekleriz” demiş. Aradan seneler işlemiş bir gün hekimin yolu Temelin köyüne düşmüş. Doktor da merak etmiş nasıl oldu diye Temelin evine uğramış. Kapıyı eşi açmış hekim kendini tanıtmış, esası sormuş. Karısı demiş “Temel kahvede, sağlığı gayet iyi, ama maalesef hekim Bey o taktığınız işe yaramadı, olmuyor” demiş. Doktor pek üzülmüş neyse tam kahvenin önünden geçerken hekimi gören Temel fırlamış hekimin eline sarılmış “ooo hekimcum, sen benim hayatımı kurtardın, sana nasıl teşekkür etsem azdır. O taktığın şey de süper oldu” demiş. Doktor şaşırmış “e Temel ben şimdi sizin evden geliyorum, karın hiçbir şey olmuyor” dedi. Temel “şimdi çok ayıp ettin hekim bey, el alemin şeyi ile kendi karımızı yapacak değildik ya” demiş. Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.