Ezo Gelin deyince akla iki şey geliyor: Ezo Gelin çorbası, Ezo Gelin filmi. Bugün hemen her evde her öğüne lezzet katan, besleyici o muhteşem Ezo Gelin çorbası olmasa belki de unutacağız onun adını ve Ezo Gelin’in hikayesini…Şimdi, size Gaziantep’i görmeniz için ve bundan sonra her Ezo Gelin çorbasını içtiğinizde aklınızdan geçirmeniz için muhteşem bir sebep vereceğiz. Okumaya devam edin…
Evet, çok yakın tarihimizde Gaziantep’te yaşamış bir kadın. Hatta hem Suriye’de hem de Türkiye’de onun hikayesini bilen, anlatan çok. Gaziantep, gerçekten özel bir şehir. Avrupa’yı görenler bilir; şehirlerinin öyle aman aman bir tarihi, kalıntısı, eseri, hikayesi yoktur ama şehirlerini temiz tutar, iyi bakar ve iyi pazarlarlar. Bizde hemen her şehir, efsanelerle gerçek hikayelerle dolu. Üstelik neredeyse her şehirde çok derin bir tarihin izi var. Ama kentlerimizi temiz tutma, tarihimize, kültürümüze sahip çıkma bilincimiz yok. Bu da gerçek güzelliklerin kolayca kaybolmasına neden oluyor. Gaziantep de bunun net bir örneği. Zira, bu kadar özel bir yemek kültürü, bu kadar güzel bir iklim, Zeugma gibi özel ve paha biçilemez eserler bir de Şahmaran’dan tutun da Ezo Gelin’e kadar çok kadim hikayeler…
Gaziantep’te doğmuş, burada büyümüş ve Suriye’de ölmüş. Onu özel kılan, Anadolu kadının çilesini ölümsüz bir hikayeye taşımış olması. Nilhan Aras adlı bir öğretim üyesi, Gaziantep Deyince adlı bir kitap yazmış. Bu kitapta şehri çok detaylı olarak anlatıyor. Özellikle de Gaziantep yemeklerini tarifleriyle ve öyküleriyle sunuyor. Bu kitaptan yararlanarak Ezo Gelin’in gerçek hikayesine ulaştık. İşte detaylar…
Asıl adı Zöhre Bozgeyik.Gaziantep Oğuzeli Uruş köyünde doğmuş. Bozgeyikli Oymağından Emir Dedenin kızı. Kendi boyundan bir gençle değişik geleneğine göre yani iki ailenin karşılıklı kız alması geleneğine göre evlendirilmiş. Ancak bir yıl içinde kocası ölmüş ve baba evine dönmüş. Güzel, gösterişli bir genç kadın olduğu için köy yerinde sürekli evlenmesi yönünde baskı görmüş. Ancak 6 yıl evlenmemiş. 7. yılın sonunda köye gelen bir Suriyeli adamla evlendirilmiş. Evlenmeden önce tek şartı varmış: senede bir kere köyüne gelip, anasını, kardeşlerini görmek. Elbette söz tutulmamış.
Yıllarca Suriye’Nin sınır köyü Lüle’de ailesine, köyüne hasret yaşamış. Zaman zaman yükseklere çıkar köyüne bakar ağlar, zaman zaman da günlerce yemek yemezmiş. Çok iyi bir insan olması ve güzelliği onun bu hüznüne dikkatleri çeker olmuş. İnsanların diline düşmüş Ezo Gelin.
Söylentiye kocasından çok eziyet görmüş. Vatan hasreti, gördüğü eziyetler sonucunda da vefat etmiş. Onun hikayesini özel kılan, alışılmış aşk öykülerinden biri olmaması. Gerçek bir vatan, yuva hasreti olması belki de…Zaten Anadolu kadının kaç tanesi aşk acısı çekecek lükse sahipti ki…
Gaziantep’e yolunuz düşerse, Antep Çarşısını gezin, Antep yemeklerini tadın, Zeugma Müzesini muhakkak görün ve aklınızda biraz da Ezo Gelin olsun.