Zeynep anne baba ve kardeşini tam 7 yıl göremez. Bu özlem Zeynep’in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır köyün büyük tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemeni gidermeye çalışır. Kocası Zeynep’in özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından Zeynep’i horlamaya eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve horlanma Zeynep’i yataklara düşürür..
Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep’in düzelmesi için köyden gelip geçenler anasının babasının çağrılmasını ister. Başka çaresi kalmadığını anlayan kocası da kaynanası ve kayınbabasına haber vermeye gider. Altı gün altı akşam süren bir yolculuk sonrası köye ulaşan anne-baba Zeynep’i yatakta bulurlar. Perişan bir halde olan Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır; Anne babası da türküye söylemeye başlarlar. Çevrelerindeki bütün köy kadınları duygulanıp ağlarlar. Annesi fenalık geçirir. Bayılan Zeynep hasretini giderir ama çok geç kalınmıştır. Bir daha iyileşemez ve ölür.
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim Babamın bir atı olsa binse de gelse Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse Kardeşlerim yolları bilse de gelse Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim