“Ben buraya babamla tanışmaya geldim, sizi incitmek istememiştim.” Bu sözler beni biraz yumuşatsa da hissettiğim acıyı dindirmedi. Senelerdir bildiğimi sandığım hayatım, bir anda bir yabancının öyküsine dönmüştü. “Bunu evde konuşacağız,” dedim. Odayı terk eder iken eşimin gözleri dolmuştu ama bunu umursamismim. Eve dönerken içimdeki karmaşa gittikçe büyüyordu. Eşimin geçmişinden gelen bu sır, yıllardır inşa ettiğim emniyet duvarını bir anda yıkmıştı. O gece, eşim her şeyi detaylarıyla anlattı. Uzun süren bir sessizlikten sonra, “Bu temas bizi yıkmak mecburiyetinde değil,” dedi. Ama benim içimdeki kırıklık ve öfke, basit basit onarım edilecek gibi değildi. Hayatın bazı durumlarda en beklenmedik anlarda vurduğunu o gün öğrendim. Ama bu öykü burada bitmedi. Artık karar vermem gereken bir yol ayrımındaydım: ya geçmişin yükünü taşımaya devam edip bu evliliği kurtarmak amacıyla mücadele edecektim, ya da şahsım amacıyla yeni bir sayfa açacaktım. Hangisini seçtim? İşte bu, diğer bir öykünin başlangıcıydı. Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.